Benan Cetin Website
About Me
Benan Cetin Website Senior Software Developer
Sysadm | Devops
Istanbul / Turkey
becetingmail.com
TA1MBC
Accounts
- Github : ....com/benancetin
- Packagist : ...sers/benancetin
- Launchpad : ...net/~benancetin
- Stackoverflow : ...4709/benancetin
- Docker : ...om/u/benancetin
Social Media
- Instagram : ...com/benan.cetin
- Linkedin : ...m/in/benancetin
- Twitter : ....com/benancetin
- Facebook : ....com/benancetin
- 1000kitap : ....com/benancetin
Homepage | Posts
2021.01.26 | 21:17

Orhan Veli’nin Bilinmeyenleri

Orhan Veli’nin de Galatasaray’lı olduğunu’da öğrenmiş oldum, Nazım Hikmet Orhan Veli’yi hiç sevmez bilirdim(Başta sevmezmiş); Ve daha Orhan Veli hakkında karşılaştığım pek çok bilinmeyen gerçek; Buyrunuz arşivimde bulunması için topladığım, Orhan Veli Kanık hakkında bilinmeyen gerçekler; (Kaynak: Kız Kardeşi Füruzan Yolyapan + Makaleler + Yazılar)
  • Çocukken, Beykoz’daki evinin bahçesine sahne kurar komşular’a “Molier”‘in oyunlarını oynarlardı. Kız kardeşinin arkadaşları geldiğinde Karagöz-Hacivat oynatırdı.
  • Uçurtma yapma meraklısıydı.
  • Futbolu çok severdi, Koyu galatasaraylıydı, sarı-kırmızı çorapları vardı.
  • Balık tutmaya meraklıydı
  • Şiirlerinde yaşadıklarını yazıyordu.
  • Şiirlerini oturup yazmaz, kafasında tasarlar, sonra yazdığı söylenir.
  • Dürüst ve medeni biriydi, şakacı ve neşeli bir karakteri vardı, kız kardeşine “fırfırım” derdi.
  • Arkadaşlarının Orhan Veli’yi “Ofran” diye çağırdığı söylenir.
  • Orhan Veli ise takma isim olarak “Mehmet Ali Sel”‘i kullanır. Oktay Rıfat bu konuda şöyle der; “Orhan Veli atmaya kıyamadığı şiirlerini bu isimle yayınlardı.”
  • Nazım Hikmet’in “Orhan Selim” takma adı aslında “Orhan Velim” den geldiği kanıtlanmamış olsada, ortaya atılan iddialar arasındadır. Nazım’ın Orhan Selim şiiri; -!- benim siska benim ciliz benim zavalli cocugum orhan selim sen benim ne gözüm ne kolum ne kafamsin sen benim bir kursun balyasi gibi siska sirtina bindigim ve alninin teriyle gecindigim ilk ve son adamsin! sana sevgi sana saygi sana minnetle uzaniyor elim. -!-
  • 1946 yılına kadar çalıştığı tercüme bürosundaki işinden, bakanlıktaki baskıcı havadan rahatsız olarak istifa etti. Bu istifanın sebebini Orhan Veli’nin memuriyete uyum sağlayamaması olarak yorumlayanlar da oldu.
  • Sait Faik bir yazısında Orhan Veli’yi sözcüklerle şöyle tasvir eder: “İki incecik bacak, kısaca bir trençkot, kanarya sarısı bir kaşkol, müselles bir yüz, şişirilmiş bir göğüse benzeyen bir sırt, -denebilirse- ergenlik bozuğu bir yüz: İşte görünüşte Orhan Veli…”
  • Ömrünün son yıllarını Rusya'da geçiren şairimiz, çocukluğunda patatese benzetilmekten mi esinlenmiştir, yoksa Ayşe Kulin'in benzetmesini onaylamak için mi kendisini çevresindekilere benzetmiştir bilinmez ama, 1956 yılının haziran ayında, Peredelkino'da Yazar Evleri Sitesi'nde bulunan evinde; Bulgaristan'dan gelen dostu Fahri Erdinç'e şunları söylemiştir: “Size bir şey söyleyeyim mi, artık beni karikatürize etmek çok kolay: Bir patates al eline; yukarıdan iki kürdan batır, iki de aşşağıdan, tamam!”
  • 1949 yılında çıkan “Yaprak” dergisiyle birlikte Orhan Veli’nin şairliğinin yanı sıra fikir adamlığı yönü de ortaya çıktı. Şairin yaklaşan seçimlerle ilgili fikirleri bu dergide yayımlandı. Aynı günlerde Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet, Nâzım Hikmet’in hapishaneden çıkarılması için açılan kampanyaya katılarak üç gün açlık grevi yaptı.
  • Orhan Veli, Yaprak dergisinin kapanmasının ardından İstanbul’a geri döndü. Aynı yıl 10 Kasım’da bir haftalığına gittiği Ankara’da belediyenin kazdığı bir çukura düştü ve başından hafifçe yaralandı. İki gün sonra İstanbul’a döndü. 14 Kasım günü bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçiren şair hastaneye kaldırıldı. Beyinde damar çatlaması yüzünden başlayan rahatsızlığın sebebi doktor tarafından anlaşılamadı ve Kanık’a alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi uygulandı; beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı. Aynı akşam sekizde komaya giren şair komadan çıkamayarak gece 23.20’de Cerrahpaşa Hastanesi’nde hayata veda etti.
  • 1955 yılında Budapeşte'deki Kent Radyo'sunda bir konuşma yapan Nazım Hikmet, çok seyahat ettiğini söyler. Bunun üzerine şaire sorarlar: “Acaba bu sık seyahatleriniz sırasında yanınızda bulundurduğunuz kitaplar nelerdir?” Nazım'ın yanıtı çok açıktır: “Şimdi size söyleyeyim. Mesela benim bavulumda neler var. Bir defa tabii Orhan Veli var. Öyle sanıyorum ki Orhan Veli bizim en güzel şairlerimizden biri. Çok genç öldü, yazık oldu ama, ölümsüz.” Konuşma ilerleyince Nazım'dan birkaç Orhan Veli şiiri okumasını isterler. İlk olarak ‘çok sevdiğini’ vurguladığı Sere Serpe'yi okur. Şiiri bitince şu yorumu yapar: “Ne güzel Türkçe, sonra nasıl İstanbul, nasıl İstanbul kızı…”
  • Gittiği yerlerde Orhan Veli'yi tanıtmaya çalışan Nazım Hikmet, 16 Ağustos 1959 tarihli Dörtlük şiirinde de üç kişiden bahseder Nazım. Yeryüzüne tohum gibi saçmışım ölülerimi, kimi Odesa'da yatar, kimi İstanbul'da, Pırağ'da kimi. En sevdiğim memleket yeryüzüdür. Sıram gelince yeryüzüyle örtün üzerimi. Odesa'da yatan kişi, ikinci eşi Lena Yurçenko'dur. Diğer iki kişinin kim olduklarını bir önceki şiire bakarak söyleyebiliriz ki; Nezval ve Orhan Veli…
Türkçe Yazılar
Posts in English
Posts auf Deutsch
Посты на Русском
-
Benan Cetin Website Benan Cetin Website Benan Cetin Website Benan Cetin Website Benan Cetin Website Benan Cetin Website Benan Cetin Website Benan Cetin Website Benan Cetin Website Benan Cetin Website

"What you look is me, what you see is you."
- Anonym